URAP’a Göre Türkiye’nin En İyi Üniversiteleri Sıralaması
URAP’a Göre Türkiye’nin En İyi Üniversiteleri Sıralaması
URAP; kar amacı gütmeyen, Türkiye ve dünya üniversite sıralamalarını yapmayı toplumsal hizmet olarak gören bir kurumdur. URAP Laboratuvarı’nda çalışan ekip üyeleri; diğer çalışmalarının yanı sıra, üniversite sıralama çalışmalarına gönüllü olarak katkı yapmaktadır.
URAP Araştırma Laboratuvarı 2009 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Enformatik Enstitüsü bünyesinde kurulmuştur. URAP’ın amacı yükseköğretim kurumlarını akademik başarıları doğrultusunda değerlendirebilmek için bilimsel metodlar geliştirmek ve yapılan çalışmaların sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmaktır. Hedefimiz, çalışmalar sonucunda elde edilen veriler ile üniversitelerin kendi akademik performanslarını diğer üniversitelerle karşılaştırabilmesine ve belirlenen göstergelere göre gelişmeye açık yanlarını fark etmelerine yardımcı olmaktır.
TÜRKİYE’NİN EN BAŞARILI OLDUĞU ALANLAR
Üniversitelerimiz geçtiğimiz yıl; 41 alan sıralamasının 25’inde yer almıştı. Bu yıl açıklanan 61 alanın 29’unda 41 Türk üniversitesi bulunmaktadır. En fazla sayıda Türk Üniversitesinin yer aldığı alanlar tıp ve mühendislik alanlarıdır. Tıp alanı sıralamasına 27 üniversitemiz, mühendislik alan sıralamasına da 25 üniversitemiz girmiştir. Bu yıl, ODTÜ 61 alanın 19’unda dünya alan sıralamasında yer almıştır. ODTÜ’nün ardından İTÜ 15 alanda; İ.D. Bilkent 13
alanda; Gazi, Hacettepe, İstanbul 11’er alanda; Ege ve Yıldız Teknik üniversiteleri 9’ar alanda; Ankara, Boğaziçi ve Koç üniversiteleri 8’er alanda; Atatürk Üniversitesi ise 6 alanda dünya sıralamasına girmiştir. Türkiye’de, 2017-2018 dünya alan sıralamasında en az 6 alanda yer alan üniversitelerimizin dünyadaki durumu Tablo 3’ de verilmiştir.
İTÜ Mimarlık alanında 90’ıncı, Havacılık ve Uzay Mühendisliği alanında 112’inci ve İstanbul Üniversitesi de Diş Hekimliği alanında 120’nci olarak 61 alan içinde Türk üniversitelerinin bu yıl ulaştığı en iyi dereceleri almıştır.
GELİŞTİRMEMİZ GEREKEN ALANLAR
2017-2018 URAP dünya alan sıralamasında yer alan üniversitelerin sayıları alanlara göre
değişmektedir. Örneğin Hukuk alanında tüm ülkelerde çok az bilimsel makale yayımlanırken
Fizik alanlarında yayımlanan bilimsel makale sayıları oldukça yüksektir. Bu nedenle hukuk
alanında 50 üniversite sıralamaya girdiği halde Fizik alanında 1.000 üniversite sıralamaya
girmiştir.
Her yıl listeler oluşturulurken bazı üniversitelerin performansı sınırın
hemen dışında
kalmaktadır. Bu üniversitelerin isimleri, ilgili alanların eşik değerlerini aşamadıkları için
açıklanmamaktadır.
Açıklanan bazı alanlarda yer alamayan üniversitelerimizin bir kısmı eşik değerlere çok
yaklaşmıştır. Üniversitelerimiz; yayın sayılarını artırır ve etki değeri yüksek dergilere yönelirse
kısa sürede bu bilim alanında dünya sıralamalarına girebilecektir.
Bu yıl ilk kez, açıklanan sıralama listelerine ek olarak sadece Türk üniversiteleri için bir Ek
Bilgilendirme Tablosu hazırlandı. Raporun ekinde verilen Ek Bilglendirme Tablosu’nda (Ek-1)
üniversitelerimizin eşik değerlere en yakın oldukları bilim alanları verilmektedir. Bu tablo
sayesinde üniverstelerimiz hangi bilim alanlatında gelişmeye açık olduklarını görebileceklerdir.
SONUÇ
Dünya üniversite sıralamaları; tüm ülkelerdeki eğitim ve araştırma stratejilerini belirleyen
kurumlar, üniversite yöneticileri, öğrenciler ve velileri ile yerel basın tarafından yakından
izlenmektedir. Çoğu ülkede, üniversitelerin üst sıralara yükselmesi için çeşitli önlemler
alınmaktadır. Üniversite sıralamalarının; ülke içindeki ve yurt dışındaki üniversitelere girmek için
tercih yapacak olan aday öğrencilerin ve velilerinin kararlarını etkilediği biliniyor. ABD’de
2015’te yayımlanan bir araştırma raporunda; başka ülkelerde üniversite eğitimi almak isteyen
uluslararası öğrenci adaylarının, üniversite seçerken en fazla alan sıralamalarından yararlandığı
açıklanmıştır. Son yıllarda alan sıralamalarına yoğun ilgi gösterilmesi nedeniyle; URAP dünya
sıralamasındaki alan sayısı bu yıldan itibaren 61’e çıkartılmıştır. Dünya sıralamalarına gösterilen
ilgi arttıkça bazı sorunlar da ortaya çıkmaktadır. Örneğin; Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi
(CERN) gibi merkezlerde; çok sayıda üniversitenin işbirliğiyle yapılan araştırmaların sonuçlarını
açıklayan 2-5 bin yazarlı makaleler yayımlanmaktadır. Bu tür çok yazarlı makaleler ve aldıkları
atıflar; dünya sıralamalarında, yüzlerce üniversitenin makale ve atıf sayılarına eklendiği için
CERN gibi kurumlarla bağlantısı olan üniversiteler lehine haksız bir durum oluşmaktadır. Bu
nedenle, 2017-2018 URAP Alan Sıralaması’nda tüm alanlardaki 1.000 ve daha fazla yazarlı
makaleler değerlendirme dışı bırakılmıştır. QS ve THE gibi sıralama kurumları da çok yazarlı
makalelerin etkisini benzeri yöntemlerle minimuma indirmektedir. Yükseköğretim kurumları
17 sıralanırken; listelerde yer alan üniversitelerin sayısı ve dünyadaki konumları, ilgili ülkelerin
yükseköğretim performanslarını değerlendirme olanağını da doğurmaktadır. Bu yılın alan
sıralamasında; ABD, İngiltere, Avustralya ve Hollanda, 61 alanın tümünde en az bir üniversitesi
yer alan dünyanın en başarılı ülkeleri olmu ştur. Belçika ve İsviçre 60 alanda, Almanya ve
Kanada ise 59 alanda en az bir üniversiteye sahiptir. Türkiye’nin ise 61 alan sıralamasından
29’unda en az bir üniversitesi yer almıştır.
Dünya üniversite sıralamaları 2003’te ortaya çıktıktan sonra çok sayıda üniversitemiz, öğretim
üyelerinin uluslararası dergilerdeki makale sayılarını artırıp etki değeri yüksek dergilere
yönelmeleri için yararlı adımlar atmıştır. Bu çabalar sonucunda o üniversitelerimiz akademik
performanslarını artırarak dünya sıralamalarında yükselmeyi başarmıştır.
Son yıllarda ise ülkemizde makale sayılarının artış hızında düşme gözlenmektedir. Diğer yandan
yayın sayılarımız, yavaş da olsa arttığı halde Türkiyenin yayın başına düşen atıf sayısı dünya
ortalamasının altındadır. Bunun en önemli nedeni; bazı akademisyenlerin bilimsel
çalşmalarını etki değeri çok düşük veya sıfır olan dergilerde yayımlamasıdır. Bu tür
yayınların oranı bazı üniversitelerimizde çok yüksektir. Üniversite yöneticilerinin; atama
ve yükseltmelerde etki değeri çok düşük veya sıfır olan makalelerin puanlarını düşürmeleri
yararlı olacaktır. Bu tür makaleler genellikle okunmadığı için atıf alamamaktadır. Bu
nedenle, üniversitelerimizin dünya sıralamalarındaki yükselişi maalesef çok yavaşlamıştır.
Atıf sayılarını artırmak için akademisyenlerin etki değeri yüksek dergilere yönelmeleri
sağlanabilirse, üniversitelerimiz dünya sıralamalarında hızla yükselecektir.
Üniversitelerimizin; alt yapısı, yetenekli öğrencilerinin sayısı, akademisyenlerimizin saygınlığı ve
sayıları çoğu ülkeden daha iyi durumdadır. Üniversite yöneticilerimizin; dünyanın en saygın
dergilerinde makale yayınlayan ve dünyanın önde gelen üniversitelerindeki bilim insanlarıyla
ortak araştırmalar yapan akademisyenleri desteklemeleri çok yararlı olmaktadır. Yöneticilerin
başarılı akademisyenleri motive etmeleri, üretken akademisyen sayısının artmasını
sağlamaktadır. Bunu başaran üniversitelerimizin sıralamalarda yükselmesi hızlanmaktadır.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Enformatik Enstitüsü URAP Laboratuvarı ekibi olarak; bu alan
sıralamasının ülkemizdeki yükseköğretim kurumları, akademisyenler ve öğrencilerimiz için
yararlı olmasını dileriz.
Dünya alan Sıralaması Raporunun Tamamına Ulaşmak İçin Tıklayınız.
Saygılarımızla,
Prof. Dr. Ural Akbulut
URAP Başkan